Östrojen Düşüklüğü Nedir? Op. Dr. Meral Sönmezer

Östrojen Düşüklüğü Nedir?

Östrojen düşüklüğü, yaşlanmanın normal bir parçasıdır. Ancak, daha genç yaştaki düşük seviyeler atipik cinsel gelişim ile ilişkilendirilebilir.

Düşük Östrojene Sahip Olmak Ne Anlama Gelir?

Portfolio

Östrojen, cinsel gelişiminizi hızlandıran ve üreme sisteminizin korunmasına yardımcı olan önemli bir hormondur. Diğer vücut sistemlerinde de önemli bir rol oynar. Östrojen seviyeleri, genellikle adet döngüsü gibi önemli vücut süreçlerini kontrol eden diğer hormonlarla senkronize olarak yaşamınız boyunca yükselir ve düşer. Östrojen seviyeleri ile ilişkili sürekli değişen inişler ve çıkışlar normaldir.

Sürekli olarak düşük östrojen seviyelerine sahip olmak ise daha farklı değerlendirilmektedir. Buna göre düşük östrojen, menopoz gibi doğal bir değişimden geçtiğiniz anlamına gelebilir. Bazen de düşük östrojen, cinsel gelişiminizi yavaşlatan ve hamile kalmayı zorlaştıran bir durumun işaretidir.

Düşük Östrojen Seviyelerinin Belirtileri Nelerdir?

Üreme yıllarınızdaki düşük östrojen ile ilişkili semptomlar, menopoz ve menopoz sonrası ile ilişkili yaygın semptomlarla örtüşür. Belirtiler ise düşük östrojen seviyenize neyin sebep olduğuna bağlı olarak değişebilmektedir.

Genel olarak düşük östrojen belirtileri şunları içerir:

  • Cilt kuruluğu,
  • Göğüslerde hassasiyet,
  • Zayıf veya kırılgan kemikler,
  • Odaklanmada zorluk,
  • Karamsarlık ve sinirlilik hali,
  • Vajinal kuruluk veya atrofi,
  • Sıcak basmaları ve gece terlemeleri,
  • Düzensiz menstrual döngü veya adet görmeme (amenore),
  • Özellikle karın bölgesinden olmak üzere kilo alımı,
  • Menstrual dönemde ve öncesinde başlayan normal dışı baş ağrıları,
  • Azalmış cinsel dürtü ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni),
  • Yorgunluk hissi ve uyumakta güçlük çekmek.

Düşük Östrojen Seviyelerine Ne Sebep Olur?

Düşük östrojenin en yaygın nedeni yaştır. Yaşlandıkça östrojen seviyelerinizin düşmesi doğaldır. Menopozla ilgisi olmayan düşük seviyeler ise bir sorunun işareti olabilmektedir. Buna göre sebepler şu şekilde sıralanabilir:

Yaş

Menopoz sırasında östrojen seviyeleri azalır. Bu noktada, vücudunuzdaki birincil östrojen formu ‘östradiol’den (esas olarak yumurtalıklarınızda üretilir) ‘östron’a (esas olarak vücut yağında üretilir) dönüşür.

Yeme bozuklukları

Anoreksiya ve bulimia gibi yeme bozuklukları, vücudunuzu hormon seviyenizi dengede tutmak için ihtiyaç duyduğu besinlerden mahrum bırakabilir.

Genetik koşullar

Turner sendromu ve Fragile X sendromunun her ikisi de düşük östrojene neden olur.

Otoimmün hastalıklar

Yumurtalıklarınıza saldıran otoimmün hastalıklar, yeterli östrojenin üretilmesini engelleyebilir.

Primer yumurtalık yetmezliği

Erken menopoz olarak da bilinen bu durumda yumurtalıklar, 40 yaşından önce yumurta üretmeyi bırakır. Sonuç olarak vücut erken menopoza girer. Menstruasyon tamamen durur ve kişinin östrojen seviyesi düşer.

Yumurtalıkları etkileyen tedaviler

Radyasyon ve kemoterapi gibi kanser tedavileri yumurtalıklara zarar verebilmektedir. Bu da yumurtalıkların normal östrojen seviyelerini salgılamasını engelleyebilir. Tedavinin bir parçası olarak bir veya her iki yumurtalığın alınması (ooferektomi) da düşük östrojene neden olabilir.

Hipofiz bezinizi etkileyen durumlar

Hipofiz bezi, yumurtalıkların östrojen üretmesi adına gerekli hormonları salgılamaktadır. Hipofiz bezinin bu hormonları yeterince salgılamadığı durumlarda ise östrojen seviyesinde azalma görülebilmektedir.

Hipotalamik amenore

Vücudun aşırı stresli olduğu durumlarda (örneğin fazla egzersiz yapılan zamanlarda) yeterince besin alınmıyorsa, hipotalamik amenore gelişebilir. Hipotalamik amenore ile beyin, yumurtalıklarda östrojen üretimini aktive eden hormonu yeterince salgılamaz. Sonuç olarak, menstrual döngü tamamen durur.

Östrojen Düşüklüğünü Teşhis Etmek İçin Hangi Testler Yapılır?

Portfolio

Vücudun ürettiği üç tip östrojen vardır. Bir östrojen testi, üçünü de ölçebilir. Bunlar; östron (E1), östradiol (E2) ve östriol (E3) tipi östrojenlerdir. Bu ölçümü yapmak için uzman hekim tarafından basit bir kan alımı yapılmakta ve örnek, değerlendirilmek üzere bir laboratuvara gönderilmektedir.

Östron (E1), menopoz ve menopoz sonrası vücudun ürettiği birincil hormondur. Bu, östradiolden (E2) daha zayıf bir östrojen formudur. Östradiol (E2) ise üreme yıllarında vücudun ürettiği birincil hormondur. Östriol (E3) da vücudun hamilelik sırasında ürettiği birincil hormon olarak açıklanabilmektedir.

Beslenme ve Yaşam Tarzı Değişiklikleriyle Östrojen Seviyesi Artırılabilir Mi?

Günlük yaşam içerisindeki belli başlı değişiklikler elbette ki östrojen seviyesini de olumlu yönde etkilemektedir. Bunun için aşağıda bahsi geçen noktalara dikkat etmek önemlidir.

Sağlıklı bir vücut ağırlığı hedefleyin: Düşük kilolu olmak, düşük hormon seviyeleri için bir risk faktörüdür. Her gün doğru miktarda kalori aldığınızdan emin olmak için gereken diyet değişiklikleri hakkında doktorunuzla konuşabilirsiniz.

Orta derecede egzersiz yapın: Aşırı egzersiz, östrojenin daha da düşmesine neden olabilmektedir. Bunun yerine, östrojen düşüklüğü tedavisi alan bir kişiye daha ölçülü egzersiz yapması önerilmektedir. Aşırıya kaçmak, vücudunuzun çalışması için ihtiyaç duyduğu önemli kaynakları tüketebilir.

Stresi azaltın: Çok fazla stres hormonu üreme sisteminizi düzenleyen hormonların dengesizleşmesine neden olabilir. Günlük rutininize stres azaltma tekniklerini dahil etmek, genel sağlığınız ve hormonlarınız için de iyidir. Meditasyon veya yoga yapabilir, doğa yürüyüşlerine çıkabilir, kendinizi daha mutlu ve dingin hissedeceğiniz hobiler edinebilirsiniz.

Yeterince uyuyun: Uyku, hormonlarınızın düzgün çalışabilmesi için vücudunuzu yeniden şarj eden en önemli unsurdur. Ortalama olarak, yetişkinlerin her gece yedi ila dokuz saat uykuya ihtiyacı vardır. Bu süreçte kaliteli bir uyku uyumak, östrojen seviyenizi de olumlu etkileyecektir.

Östrojenimi Doğal Olarak Nasıl Artırabilirim?

Östrojene benzer bileşenler içeren gıdalar ve takviyeler, hormon seviyenizi yükseltmeye yardımcı olabilir. Bunun için tabii ki önce doktorunuzla görüşmeli ve onun önerisi doğrultusunda bir planla hareket etmelisiniz. Genellikle bu tip durumlarda hastalara, fitoöstrojen içeren besinler önerilmektedir. Fitoöstrojenler, bitki bazlı östrojenlerdir. Bazı araştırmalar, fitoöstrojen içeren yiyecekleri yemenin sıcak basması gibi menopoz semptomlarına yardımcı olduğunu öne sürmektedir. Bunun yanı sıra bazı fitoöstrojenler besinler de kalp ve kemik sağlığını korumaya ve cilt elastikiyetini geliştirmeye yardımcı olabilmektedir. Fitoöstrojen içeren gıdalar şunlardır:

  • Baklagiller (soya fasulyesi, mercimek, nohut, yer fıstığı),
  • Tohumlar (keten tohumu, ayçiçeği tohumu),
  • Kırmızı Meyveler (çilek, ahududu, yaban mersini) ve
  • Diğer Meyveler (erik, armut, elma, üzüm ve çilek).

Randevu Talep Edin

Biz Sizi Arayalım