Human Papilloma Virüsü (HPV) günümüzde en sık rastlanan cinsel yolla bulaşan hastalıkları arasında yer almaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’ nde yapılan bir araştırmaya göre toplumun yaklaşık %80’ i hayatının bir döneminde HPV ile karşılaşma riskine sahiptir.
Yaygınlığı bu kadar fazla olunca bu virüsle ilgili tüm Dünya’ da yapılan tarama ve önleme çalışmaları da hız kazanmıştır. Birçok Dünya ülkesi gibi ülkemizde de HPV taraması rutin uygulamaya girmiştir. Yine Avrupa’ nın birçok ülkesi HPV koruyucu aşısını rutin aşılama programlarına almış durumdadır.
HPV ( human papilloma virüs) bir DNA virüsü olup %40 oranında anogenital epitelde yerleşim gösterir. HPV virüsü daha ziyade cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Toplumun yaklaşık % 80’ inin hayatının bir noktasında HPV virüsü ile karşılaşacağı düşünülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’ nde cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında birinci sırada yer almaktadır.
HPV virüsü kadınlarda ve erkeklerde en sıklıkla genital siğile neden olabilen bir virüstür. HPV’ nin 200’ den fazla tipi bulunmaktadır. Bu tiplerden yüksek riskli olanlar takip ve tedavi edilmediğinde kadınlarda rahim ağzı ve vajina kanserine, erkeklerde ise penis kanserine yol açabilmektedir. Daha az sıklıkla görülmekle birlikte, HPV virüsü kadın ve erkeklerdeki anüs kanserleri ve orofarengeal bölge kanserlerinin de büyük kısmının sorumlusu olarak kabul edilmektedir.
HPV cilde temas yolu ile bulaşır. Asıl bulaşma şekli cinsel temas olarak bilinse de cildin cilde her türlü teması sırasında da bulaş görülebilir. Bulaşın gerçekleşmesi için ciltte küçük çizikler ya da tahriş bulunması gereklidir ki virüs hücre içine yerleşebilsin. İşte bu nedenle daha ziyada cinsel ilişki esnasında bulaştığı düşünülmektedir. Kadın ve erkeklerde cinsel organ ya da anal bölge çevresinde siğiller oluşur.
Ayrıca bulaşma için tam bir cinsel birliktelik şart değildir. Enfekte alanla sürtünme gibi herhangi bir temas bulaşma için yeterlidir. Cinsel birliktelikle bulaşabildiği gibi oral seks ile ağız bölgesine de bulaşabilir. Çok nadiren cinsel yol dışında doğum sırasında anneden bebeğe geçebildiği, genel tuvaletlerden, kontamine eşyalardan da bulaşabildiği görülmüştür
HPV bulaştıktan 2-6 ay sonra siğil oluşumu başlar. Kadınlarda belirtiler erkeklerden daha fazla ve daha belirgindir. Erkeklerde bazen hiç belirti göstermeyebilir. Kadınlarda vajina-anüs bölgesi arasında, anüsü ya da vajinayı kaplayan, karnabahar görünümlü kabartılar görülür. Siğiller genellikle ağrısızdır fakat ara sıra kaşıntı ve yanma olabilir. Sürtünmeye bağlı olarak kanama da görülebilir.
HPV enfeksiyonunda siğilden daha önemli olan gözle görünmeyen hücre çoğalmalarıdır ki, bu durumda uzun vadede prekanseröz ve kanseröz lezyonlar söz konusu olur. Düzenli jinekolojik muayeneye gidip servikal tarama yaptırarak kanserden korunmanızın mümkün olduğunu unutmayın.
HPV (human papilloma virüs) kadınlarda ve erkeklerde en sık genital siğillere sebep olabilir. Bundan daha da önemlisi kadınlarda rahim ağzı ve vajina kanserine, erkeklerde de penis, anüs ve baş-boyun kanserlerine neden olur. Kadınlarda görülen rahim ağzı kanserlerinin %99,7 si HPV DNA içermektedir.
En yüksek riskliler: Tip 16, 18, 31, 45
Yüksek riskliler: Tip 33, 35, 39, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 82
Olası yüksek riskliler: 26, 53, 66
Düşük riskliler: Tip 6, 11, 32, 40, 42, 44, 54, 55, 61, 62, 64, 71, 72, 74, 81, 83, 84, 87, 89 ve 91
HPV virüsünün risk klasifikasyonu servikal kanser dokularında belirlenme oranlarına göre yapılmıştır. Yüksek riskli tiplerden 16, 18 ve 45’ in, servikal kanserlerin (squamöz hücreli) %75’ inden, adenokarsinomların ise %94 ünden sorumlu olduğu saptanmıştır.
Bu testin yapılması için siğil varsa eğer siğilden parça, siğil yoksa eğer vajinal akıntıdan sürüntü alınır. Ayrıca smear testinde de HPV virüsüne ait DNA lar görülebilir. Örnek alırken özellikle transformasyon zonu adı verilen bölgeyi de içermesine dikkat edilmelidir. HPV virüsünün en sık yerleştiği alan serviksin dışını kaplayan yassı epitel ile servikal kanal içini döşeyen kolumnar epitelin birleşme noktasıdır. Alınan örnek laboratuvar tarafından incelenip önce pozitiflik- negatiflik değerlendirilir. Pozitiflik var ise HPV nin tipi incelenmelidir.
Hasta yüksek riskli HPV virüsü taşıyorsa kolposkopi adı verilen ileri tetkik yöntemine başvurulur.
Kolposkopi rahim ağzındaki olası hücresel değişikliklerin yerlerinin belirlenmesi amacıyla yapılan ileri bir tetkik yöntemidir. Bu işlem için ‘’kolposkop’’ adı verilen özel bir cihaz kullanılır. Kolposkop bir mikroskoba ya da bir dürbüne benzetilebilir. Tetkik esnasında rahim ağzına değişik solüsyonlar uygulanarak olası hücre değişikliklerinin yerleri saptanır. Bu alanlardan bir ya da birkaç adet biyopsi yapılarak patolojik incelemeye yollanır. Böylece prekanseröz veya kanseröz lezyonları erken dönemde tanımak mümkün olur.
HPV’ nin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Birçok hastada bağışıklık sistemi virüsü vücuttan dışarı atar. Virüsle karşılaşıldıktan sonraki 4- 24 ay aralığındaki süreçte %90 hastada viral klirens gerçekleşir. Virüs vücut tarafından ortadan kaldırılır. Bu durumda siğiller oluşmuşsa kendiliğinden yok olur. Virüsle karşılaşan hastaların % 10’ unda intraepitelyal lezyona ilerleme görülür. Bu hastaların da sadece % 1’ inde servikal kanser gelişir.
Siğil gelişen hastalarda lezyonlar kaybolmazsa bazı tedaviler uygulanır. Ancak bu tedaviler HPV’ nin yoğunluğunu azaltır. Virüsü ortadan kaldırmaz.
Siğil tedavisi için,
Tedaviler HPV virüslerini tamamen ortadan kaldırmadığı için, siğil tedavisinden sonraki süreçte de hastalığı bulaştırma etkisi devam edecektir.
HPV aşısı tedavi amaçlı değil koruma amaçlıdır. Ancak en yaygın görülen 6, 11, 16 ve 18 tipleri içindir. Daha önce HPV ile karşılaşılmadan HPV aşısı yapılır ise koruyuculuğu %100 dür.
HPV aşısı 9-16 yaş arasındaki genç kızlara ve erkeklere yapılabilir. Bununla birlikte daha önce hiç birlikteliği olmamış her kadın ve erkek de aşı yaptırabilir. Cinsel aktivitesi bulunan hastalara da yapılabilir ancak koruyuculuğu azalır. Bu kişilerin en azından daha önce karşılaşmadıkları tiplere karşı bağışıklığı sağlanmış olur.
HPV aşısı dünya sağlık örgütü tarafından onaylanmış bir aşıdır. Canlı virüs içermediği için hastalığa neden olmaz.
HPV bulaşı kondom ya da başka bir yöntemle önlenemediği için enfeksiyondan korunmanın tek yolu aktif cinsel yaşantı başlamadan önce aşı yaptırmaktır. Sadece kız çocuklarının aşılanması yeterli değildir. HPV hem kadınlarda hem erkeklerde siğilden, kanseröz lezyonlara kadar bir grup hastalığa yol açabilir. Enfeksiyon belirtisi göstermeyen erkek ve kadınlarda da taşıyıcılık söz konusu olabilir. Bu nedenle 9-16 yaş arası tüm çocukların aşılanması enfeksiyondan korunma için son derece faydalı olacaktır.
Aşının tam koruyuculuk sağlaması için mutlaka 3 dozunun da uygulanması gerekir.
Yüksek risk grubunda olan HIV taşıyıcıları, immün sistemi baskılayan tedavi alanlar, kortizon kullananlar, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar ve çok partnerli olanlar HPV aşısını mutlaka yaptırmalıdırlar.
HPV aşısı intramuscular (IM) yolla, yani kas içine yapılır. Aşı 3 doz halinde yapılır. İlk aşı yapıldıktan sonraki 2. ve 6. aylarda tekrar aşı yapılmalıdır.
Ülkemizde quadrivalant(dörtlü) ve bivalant(ikili) kombine aşı olmak üzere iki tip aşı mevcuttur. HPV’ nin dokuz tipine karşı geliştirilmiş olan nanovalant(dokuzlu) aşı henüz ülkemizde bulunmamaktadır.
Gebelerde HPV aşısının yapılması önerilmez. HPV in ilk dozuna başladıktan sonra gebe kalındıysa sonraki dozlar için gebelik sonrası beklenmelidir. Ancak gebelik farkedilmeden aşı yapılmışsa, bu tek başına gebeliği sonlandırmak için gerekçe değildir.
HPV aşısı, daha önce enfeksiyonla karşılaşmamış kişilerde HPV’ nin riskli tiplerine karşı %100 koruyuculuk sağlar. Bununla birlikte diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar için koruyucu değildir. Bu nedenle aşıdan sonra yine de diğer bulaşıcı hastalıklar için korunmak gerekir. Kondom kullanımı HPV bulaşını engellemez fakat cinsel yolla bulaşan diğer birçok hastalığa karşı yeterli korunmayı sağlayacaktır.
Tüm aşılarda görülebilen yan etkiler HPV aşısında görülür. Kızarıklık, ağrı, şişlik, hafif ateş, baş ağrısı, baş dönmesi sıklıkla görülebilecek yan etkilerdendir. Ender görülen yan etkiler arasında isilik ya da solunum güçlüğü sayılabilir.
HPV aşısı sonrası tarama testlerine devam etmek şarttır. Cinsel aktif yaşam başladıktan sonra mutlaka yıllık smear kontrolleri yapılmalıdır. Aşı rahim ağzı kanserlerinin %70’ ine karşı koruyuculuk sağlar. Dolayısıyla kalan % 30 olasılık için mutlaka tarama testleri devam etmelidir.
Değerli bilgiler için çok teşekkür ederim
Hocam muayenemde bu hastalığın önemini ve aşıyı detaylıca anlattı. Kesinlikle ihmal etmememiz gereken bir konu.
3 ay önce siğillerimin çıkmasıyla başladı rahatsızlığım. Meral Hocamla tanistan sonra siğilin nedeni bulaşma yollarını ve korunma yolları öğrendim. Test yaptığımızda kötü birşey olmadığını söyledi ve diğer kötü sikintilar olmasın diye de hemen asi yapmami istedi. Sizi iyiki tanımışım hocam. Ellerinize sağlık…
Randevu Talep Edin